OFİSLERDE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
1 OFİS VE ERGONOMİ
Ofis, bir işletmeyi yada bir hizmet vermek için organizasyonal faaliyetlerin planlandığı ve yönetildiği bir çalışma ortamıdır.
Ergonomi, etkin ve sağlıklı iş güvenliği ve verimlilik sağlamak maksadıyla, insanların
vücut yapısı ve bilişsel özelliklerinin, çalışmakta oldukları ortam ve sistemlerin araştırılmasına ve bu unsurlar arasında maksimum uyumun yaratılmasına yönelik çalışmaların bütünü olarak betimlenebilir. Antalya ve Denizli merkez ofislerimizde İş Sağlığı ve iş Güvenliği hizmetleri verdiğimiz firmalar da ergonomi şartlarını iş güvenliği uzmanlarımız ve işyeri hekimlerimiz denetlemektedir.
.
Başka bir anlatımla ergonomi, işçinin işi, iş ekipmanları ve iş çevresiyle olan bağlantı ve etkilerini inceleyen daldır.
Modern ofisler basit önlemlerle engellenebilecek potansiyel tehlikeler ile doludur.
Ergonominin amacı ise sakatlanma veya yaralanma riskini en aza indirerek insan vücudundan
en yüksek verimi almaktır. Çalışma ortamı ve alışkanlıkları ile basit ayarlamalar yapmayı
öğrenmek kişinin rahatını ve verimliliğini büyük ölçüde arttıracaktır. Ergonominin risk
faktörleri göz önünde bulundurularak ofislerde iş sağlığı ve güvenliği sağlanmaktadır.
Ofis sektörü meslek hastalıkları ve iş kazaları yönünden ele alınması gereken bir sektördür.
Ofislerdeki iş kazalarının inşaat, metal ve maden sektöründeki kazalara oranla daha düşük
olması ilginin bu yöne kaymasını azaltmaktadır. Ancak iş kazalarının küçük veya büyük
olması değil insan sağlığı temel alınması gerektiği için ofislerde iş sağlığı ve güvenliği
önlemleri bakımından incelenmelidir. Özellikle son yıllarda ofislerde meydana gelen meslek
hastalıklarının artması bu konunun ehemmiyetini gözler önüne sermektedir.
Ergonominin amacı;
Çalışanların etkinliğini arttırmak
Gereksiz ve aşırı zorlamalardan kaçınmak
Çalışmanın yöntemli bir şekilde düzenlenmesini sağlamak
Lüzumsuz aktiviteleri önlemek
İnsan-makine-çevre uyumunu sağlamaktır. 4
2 ERGONOMİK RİSK FAKTÖRLERİ
2.1 Çevresel Faktörler
Çevresel faktörler çalışan için ek bir yük oluşturur. İş performansının azalmaması, sağlığın
zarar görmemesi açısından bu faktörlerin bilinmesi, bu faktörlerin normal veya aşırı düzeyde
olmalarında organizmanın vereceği fizyolojik cevapların tanınması gerekir.
2.1.1 Gürültü
Gürültü genel olarak istenmeyen ve rahatsız eden ses olarak tanımlanır. Sağlıklı bir insan
kulağı 0dB – 140dB arasında bulunan ses şiddetine karşı duyarlıdır. Ayrıca 3000-4000Hz
frekans ve 60-90dB ses basıncı aralığı insan kulağının en duyarlı olduğu aralıktır.
Ofislerdeki gürültü duyma kaybına sebebiyet verecek kadar fazla değildir. Ancak endüstriyel
ortamda gürültü sebebiyle duyma kaybı söz konusudur. Gürültü insan üzerinde fizyolojik ve
psikolojik olmak üzere iki türlü etkide bulunur.
Gürültünün Fizyolojik Etkileri: Ofislerdeki gürültü insan sağlığına fizyolojik olarak veya
duyma kaybına sebebiyet verebilecek büyüklükte ve şiddette değildir. Tablo 2.1’de
gürültünün fizyolojik etkileri belirtilmiştir.
Tablo 2.1. Gürültünün Fizyolojik Etkileri2
Gürültü Düzeyi Yer ve Konum
0 dB İşitme eşiği
20 dB Sessiz bir orman
30 dB Fısıltı ile konuşma
40 dB Sessiz bir oda
50-55 dB Şehirde bir büro
60 dB Karşılıklı konuşma
70 dB Dikey matkap
80 dB Yüksek sele konuşma
90 dB Kuvvetlice bağırma
100 dB Dokuma salonları
110 dB Havalı çekiç, ağaç işleri
120 dB Bilyeli değirmen
130 dB Uçakların yanı
140 dB Ağrı eşiği 5
Ofis ortamındaki gürültü düzeyi ortalama 50-55dB aralığındadır. Ancak ofisin büyüklüğüne
göre bu aralık değişmektedir. Tablo 2.2.’de ofislerin kullanım alanına göre gürültü seviyeleri
belirtilmiştir.
Tablo 2.2. Ofislerde Gürültü Seviyeleri3
Kullanım alanı Kapalı pencere
Leq (dBA)
Açık pencere
Leq (dBA)
Ticari Yapılar Büyük ofis 45 55
Toplantı salonları 35 45
Büyük daktilo ve
bilgisayar odaları
50 60
Özel büro(Uygulamalı) 45 55
Genel büro (Hesap,
yazı bölmeleri)
50 60
Kamu Kurum ve
Kuruluşları
Ofisler 45 55
Laboratuvarlar 45 55
Toplantı salonları 35 45
Bilgisayar odaları 50 60
Gürültünün Psikolojik Etkileri 4
: Gürültü ofis ortamının büyüklüğüne göre çalışanlar
üzerinde psikolojik olarak farklı düzeylerde etki gösterebilir. Ancak çalışanlar çoğunlukla
konsantrasyon eksikliği, dikkat kapasitesinde zayıflama, yorgunluk, uyku bozuklukları ve geç
uyuma, sinirli olma, karşılıklı anlaşma bozuklukları ve algıda azalma gibi şikayetlerle
karşılaşırlar.3
Tablo 2.3’te gürültünün psikolojik etki düzeyleri belirtilmiştir.
Tablo 2.3. Gürültünün Psikolojik Etki Düzeyleri
Gürültü türü dB Psikolojik Etki
Uyku gürültüsü 30 Psikolojik belirtiler (I.Basamak)
İnsan sesi 60 Psikolojik belirtiler (I.Basamak)
Telefon zili 70 Psikolojik belirtiler
(II.Basamak)
Çalar Saat 80 Psikolojik belirtiler
(II.Basamak)
Tehlikeli bölge 85 Psikolojik belirtiler
(II.Basamak)
6
Gürültü ayrıca5
;
- Konuşurken bağırma ihtiyacı doğurabilir,
- Kişiler arasındaki ilişkilerde olumsuzluklar ve iş kazalarının artmasında etkin rol
oynayabilir.
2.1.2 Sıcaklık, nem ve hava akımı (Termal konfor)
Çalışılan yerlerde iç hava kalitesinin insanların sağlığı ve verimi ile doğrudan ilişkisi
nedeniyle günümüzde önemi artmaktadır. Bu bakımdan çalışanların günün en az sekiz saatini
geçirdiği ofislerdeki termal konforun sağlanması son derece önemlidir. İç ortam sıcaklığı, ısıl
konfor şartlarından en önemli parametredir. İç ortam sıcaklığı kış ve yaz durumuna göre
insanların kendilerini rahat hissedecekleri bir düzeyde olmalıdır. Sıcaklık ne çok düşük ne de
çok yüksek derecelerde olmalıdır. Yaz şartlarında iç hava sıcaklığı daha çok dış sıcaklığa göre
seçilmesine rağmen, kış aylarında iç ortam tasarım sıcaklığı ortamın kullanım amacı ve tipine
göre belirlenmektedir. Birçok insanın rahat olarak çalıştıkları ortam sıcaklığı 20-26 oC’dir.6
İç ortamdaki nem miktarı ısıl konforu belirleyen diğer faktördür. Normalin üzerindeki nemli
ve sıcak hava, sıkıntı veren havadır. Düşük nemde ise burun, göz ve ağızda kuruluk olur ve
vücut hızla su kaybettiğinden, sık sık su içme ihtiyacı hissedilir. İç ortam bağıl nem değerinin
%30- 70 aralığında olması önerilmektedir. Esasen iç ortamın sıcaklık ve bağıl nem değerleri
birlikte düşünülmesi gerekir. Bundan dolayı, sıcaklık ve bağıl neme göre konfor bölgeleri, yaz
ve kış durumu için belirlenir.6
Çin’de yapılan bir araştırmaya göre termal konforun sağlanması için ofis ısısının en az 26 oC
olması gerektiği saptanmıştır. Başka bir çalışmada az enerjili serinletme sisteminin çalıştığı
bir ortamda ofis içi sıcaklık değerinin ortalama 23 oC ve nem oranının %55 olması gerektiği
belirlenmiştir. ABD ASHRAE standartlarına göre ideal şartlar için sıcaklığın 20-25,5 oC,
nemin ise %30-60 arasında olması gerekmektedir. Vücut yüzey alanı ve üzerimize giydiğimiz
kıyafetler de çalışma ortamında ısıl konfora etki eden faktörlerdendir. Ayrıca günlük yapılan
aktiviteler de ısıl konforu etkilemektedir. Oturur durumda ve ayaktayken vücut ısısı
değişmektedir. Örneğin vücut ısısı ayağa kalkma halinde 0,85 oC, odada sakince dolaşma
durumunda ise 3,4 oC artmaktadır.7
7
Verimli ve sağlıklı bir işyeri ortamında ideal hava akımı 150 mm/sn civarında olmalıdır. Bu
akım 510 mm/sn düzeyine çıktığında ortam “esintili”, 100 mm/sn düzeyine düştüğünde ise
ortam “havasız” olarak nitelendirilir.8
2.1.3 Aydınlatma
Ofislerde aydınlatma ihtiyacı, yapılan işin gerekliliğin göre değişmektedir. İhtiyacımız olan
aydınlatma iki yol ile sağlanır: Doğal ışık ve yapay ışık. Yeşil binaların arttığı ve enerji
tasarrufunun çok önemli olduğu günümüzde doğal aydınlatmanın önemi büyüktür. Ofis
mimarisi doğal ışıktan maksimum yararlanacak biçimde tasarlanmalıdır.
Yapay aydınlatmaya göre daha fazla aydınlatma şiddetine sahip olmasından dolayı gün
ışığının insanlar üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Güneşli bir günde açık havada
aydınlatma şiddeti 100.000 lüks, gölgede ise 10.000 lüks değerinde olabilmektedir. Yapay
aydınlatma ile işyerlerinde genellikle 500 lüks civarı aydınlatma şiddetine ulaşılabilmektedir.
İşyerlerinde sağlanan aydınlatmada ışığın gözü rahatsız etmeyen bir konfora sahip olması ve
dengeli bir dağılımı gereklidir. Çalışılan plan veya projenin yanına masa lambası konulması
gibi doğru noktalara ışık odaklaması uygulanmalıdır. Düşük kontrastlı ışık kullanarak
çalışanların performansını düşürmemek gerekmektedir. Işığın yansımaları doğru kullanılmalı
tavandan, duvardan, yerden veya masalardan ne kadar ışık yansıtılacağı iyi hesaplanmalıdır.
İşyerlerinde aydınlatma için kullanılan ışık göz kamaştırmamalı, doğru renk ve ton seçilmeli,
floresanda olduğu gibi kırpma olmamalıdır. Toplam aydınlatma hesabı yapılırken gün ışığı da
dikkate alınmalıdır.9
Aydınlatma tipleri doğrudan ve dolaylı olarak ikiye ayrılmaktadır. Doğrudan aydınlatma bir
yüzeyin bir kaynaktan düz bir hat üzerinde gelen ışık ışınları ile aydınlatılmasıdır. Doğrudan
aydınlatma lokal olarak yüksek lüminesans oluşturmakla birlikte ışığın geliş yönünde bulunan
nesnelerin arkasında koyu gölgeler oluşturmaktadır. Çok yüksek lüminesans gözde kamaşma
(glare) yaratır, rahatsızlık vericidir. Doğrudan aydınlatma işyerlerinde özellikle kalite kontrol
işleri gibi yüksek düzeyde görünürlük gerektiren işler için kullanılmaktadır.9
Dolaylı aydınlatma ışık akısının en az %90’nını tavana veya duvarlara dağıtan ve bu
yüzeylerden geri yansıyan ışık ile aydınlatmadır. Enerji verimliliği açısından duvarların ve
tavanın açık renklere boyanmış olması gerekmektedir. Dolaylı aydınlatmada dağınık ışık
oluşmakta ve gölgeler oluşmamaktadır. Genelde yüksek aydınlatma şiddeti yaratarak 8
kamaşma riskini en aza indirir ancak ofislerdeki parlak duvar ve tavanlar ekranlar yüzeyinde
yansımaya neden olarak “rölatif” kamaşma oluşturabilir.9
Çoklu çalışma ortamında, ofis çalışanları arası enerji alışverişinin amaçlandığı açık ofis
sistemlerinde genel aydınlatmanın yanında kişisel aydınlatma da kullanılmalıdır. Genel
aydınlatmada tercih edilecek sarkıtlar da kişisel çalışma bölümlerine direkt ışık verebilen
uygun seçimler arasındadır. Masalara yakınlaştırma olanağı bulunan sarkıtlar, ek bir çalışma
aydınlatması ihtiyacını ortadan kaldıracağından, daha ekonomik bir seçim olacaktır.
Aydınlatmada ışığın yansıması da önemlidir. Renkler yansıma düzeyinin belirlenmesinde
önemli rol oynar.10
- Beyaz %75 ve daha fazlasını
- Açık renkler %50-75 arası (azalan soğuk renkler)
- Orta renkler % 20-50 arası (parlak sıcak renkler)
- Koyu renkler %20 veya daha az miktarda ışığı yansıtırlar.
Tablo 2.4.’te çalışanların kullandığı bazı mekanların aydınlatma şiddeti gösterilmiştir.
Tablo 2.4. Mekanlara Göre Aydınlatma Şiddetleri
Mekan Aydınlatma Şiddeti(Lux)
Bekleme Salonları 300 lux
Açık Ofisler 750 lux
Toplantı Odaları 500 lux
Ofisler 500 lux
Rutin ofis işleri 400 lux
Kötü kontrastta çalışma 600 lux
Genel arka ışık 160-240 lux
İşyerindeki açık alanlar, dış yollar, geçitler 20 lux
Yol ve merdivenler 50 lux
2.1.4 Kimyasallar
Ofislerde yazıcı ve kartuş tonerleri, temizlik maddeleri, piller, tüpler, yapıştırıcılar, mürekkep
ve ofis malzemeleri gibi çeşitli kimyasallar kullanılmaktadır. Tüpler, yapıştırıcılar, mürekkep
ve ofis malzemeleri kullanılan başlıca tehlikeli maddelerdendir. Ayrıca ofislerde en sık 9
kullanılan elektronik araçlardan olan fotokopi makinası ve lazer yazıcılar ozon
salgılamaktadır. Ancak bu tür maddeler tehlikeli olmasına karşın maruziyet riskinin düşük
olması nedeniyle pratik olarak zararsız kabul edilebilirler.
2.1.5 Bitkiler
NASA’nın yaptığı araştırmalara göre bitkiler havadaki benzol, karbon monoksit ve
formaldehit gibi toksik maddelerin seviyesinin azalmasını sağlar. Şekil2.1’de bu faydayı
sağlayan bazı bitkiler gösterilmektedir.10
Şekil 2.1. Ortamdaki Toksik Maddeleri Azaltan Bitkiler10
2.2 Fiziksel Faktörler
Ergonomi ile ilgili fiziksel faktörler, fiziksel etkinlikleriyle ilişkili olarak insanların anatomik,
antropometrik, fizyolojik ve biyomekanik karakteristikleriyle ilgilenmektedir. Dolayısıyla
çalışma sırasındaki duruş özellikleri, yinelenen hareketler, işle ilgili kas iskelet sistemleri,
işyeri yerleşim planı, güvenlik ve sağlık ergonomi ile ilgili fiziksel faktörlerin temel
konularını oluşturmaktadır.
2.2.1 Bina(iş yeri yerleşim planı)
İşyeri binaları tüm kullanım aşamalarında yapılan işin özelliğine uygun olarak ve aşağıda
bahsedildiği şekilde tasarlanmalıdır:11
Pencereler: İşyerinde pencereler güvenli bir şekilde açılır, kapanır ve ayarlanabilir olmalıdır.
Dış pencere ve menfezler işyerinde ışığı bol ve eşit olarak yayacak ve ihtiyaca göre kolayca 10
açılıp kapanabilecek ve temizlenebilecek şekilde yapılmalıdır. İçeriye ışık girmesine yarayan
tüm açıklıkların -yan duvar ve tepede- taban yüzeyine oranı en az %10 olmalıdır.
Acil çıkış yolları ve kapıları: Her yapı tüm kullanıcılara elverişli kaçış olanakları sağlamak
üzere kullanıcı yüküne, yangın korunum düzeyine, yapısına ve yüksekliğine uygun tip, konum
ve kapasitede tehlike çıkışlarıyla donatılmalıdır. Her çıkış açık bir şekilde görünmelidir.
Çıkışlar “Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliği”ne uygun olarak düzenlenmelidir.
İşaretler uygun yerlere ve kalıcı olarak koyulmalıdır. Acil çıkış kapıları dışarıya doğru
açılmalı ve güvenli bir alana çıkış sağlamalıdır. Kaçış yolları caddeye kadar devamlı ve
engellenmemiş şekilde olmalıdır.
Ayrıca, işyerinde taban döşeme ve kaplamaları sağlam, kuru ve mümkün olduğu kadar düz ve
kaymaz bir şekilde olmalı, tehlikeli eğimler, çukurlar ve engeller bulunmamalıdır. Elektrik
kabloları yerde dağınık olarak değil yürüyüşe engel olmayacak şekilde toplanmış ve üzeri
kapatılmış şekilde düzenlenmelidir.
Tuvaletler ve Lavabolar: Gerekli havalandırma ve aydınlatma sağlanmalı, koku çıkması
engellenmelidir. Tuvalet ve lavabolar için yeteri kadar temizlik malzemesi temin edilmelidir.
Tuvaletler çalışılan yerden bir kattan daha yüksek ve daha alçak bir yerde olmamalı ve direkt
olarak iş yerine açılmamalıdır.11
Hasta Bina Sendromu: Sürekli kapalı ortamlarda çalışan kişilerde hasta bina sendromu
adında, halsizlik, baş ağrısı, sersemlik hissi, bulantı, cilt kuruluğu, gözlerde batma, burunda
tıkanıklık ya da akma gibi belirtiler veren bir durum ortaya çıkmaktadır. Belirtiler, genellikle
penceresi açılmayan, merkezi bir havalandırmaya bağlı olan binalarda ortaya çıkar.
Günümüzde özellikle ofis binaları giderek artan sıklıkta camları açılmayacak şekilde inşa
edilmektedir. Bu tür binalarda dışarıdan içeriye sıcak/soğuk hava girmesi ve içerideki
ısıtılmış/soğutulmuş havanın dışarı çıkması engellenerek enerji tasarrufu sağlanmaktadır.
Ancak dış ortamla ilişkisi tamamen kesilmiş bu binalarda iç ortam kirliliği de artmaktadır.
Yani çalışanlar çeşitli biyolojik ve kimyasal zararlılara maruz kalmaktadırlar.Tablo 2.5.’ te
genel ortam kirleticileri ve emisyon kaynakları belirtilmiştir.
11
Tablo 2.5. Ortam Kirleticileri ve Emisyon Kaynakları12
Kirletici Emisyon Kaynağı
Gazlar
CO2 Yanma işlemleri, garaj egzozu, sigara dumanı
CO Yanma işlemleri (ısıtıcılar, sobalar, şömine),
garaj egzozu, sigara dumanı
NO2 Yanma işlemleri, garaj egzozu, sigara dumanı
O3 Fotokopi makinesi, yazıcı
SO2 Gaz sobaları
Formaldehit
Ahşap mobilyalar, halılar, duvar ve tavan
boyaları, izolasyon malzemeleri, reçineler,
yapıştırıcılar, laminant parkeler, döşemelikler,
dezenfektanlar
UOB
Mobilyalar, halılar, vernikler, çözücüler, oda
parfümleri, deterjanlar, yapıştırıcılar, yanma
işlemleri, boyalar, yer ve duvar kaplamaları,
laminant parkeler, kuru temizleme ile temizlenen
elbiseler, böcek ilaçları
Radon Topraktan difüzyon yolu ile
Biyoaerosollar
Allerjenler Ev tozları, evcil hayvanlar, böcekler, polenler
Mantar sporları Bitkiler, gıda maddeleri
Bakteriler, virüsler İnsanlar, evcil hayvanlar, bitkiler, havalandırma
cihazları
PAH Yanma işlemleri, sigara dumanı
2.2.2 Ekranlı araçlar
Monitör: Ekranda görünen karakterler kolayca seçilebilecek şekil ve formda, uygun
büyüklükte olmalı, satır ve karakterler arasında yeterli boşluk bulunmalıdır. Ekran görüntüsü
stabil olmalı, görüntünün titremesi ve benzeri olumsuzluklar bulunmamalıdır. Parlaklık ve
karakterler ile arka plan arasındaki kontrast, operatör tarafından kolaylıkla ayarlanabilmelidir.
Ekran, operatörün ihtiyacına göre kolaylıkla her yöne döndürülerek ayarlanabilir olmalıdır.
Ekranın ayrı bir kaide veya ayarlanabilir bir masa üzerinde kullanılması mümkün olmalıdır.
Kullanıcıyı rahatsız edebilecek yansıma ve parlamalar önlenmelidir. Monitör gözlerden en az
65 cm uzakta bulunmalıdır. Genel olarak monitörü mümkün oldukça uzağa yerleştirmek ve
yazı karakteri boyutunu arttırmak tavsiye edilir.13
Monitörün Düşey Yerleşimi: Ekran görüş alanı gözün yatay görme hizasından 15°-50°
açıları arasında bulunmalıdır. Şekil 2.2.’de monitörün yerleşim şekli gösterilmektedir. 12
Şekil 2.2. Monitörün Yerleşimi14
Boyun Postürü: Alçak monitör yerleşimi kullanıcıların farklı boyun hareketleri sağlayacak
pozisyonlar denemelerine izin verir. Göz seviyesinde yerleştirilen monitör ise kullanıcıyı hem
duruş hem de görüş açısından uygun olan sadece bir çeşit pozisyonda kalmaya zorlar. Şekil
2.3.’te boyun postürü gösterilmektedir.
Şekil 2.3. Boyun Postürü14
Ekran Eğimi: Monitör üst kısmı altında daha geride kalacak biçimde arkaya doğru eğik
durmalıdır.
Klavye: Klavye, çalışanın el ve kollarının yorulmaması ve rahatça çalışabilmesi için ekrandan
ayrı ve hareketli olmalıdır. Klavyenin ön tarafına, çalışanın bileklerini dayayabileceği özel
destek koyulmalıdır. Çalışanın elleri ve kolları için klavyenin önünde yeterli boşluk olmalıdır.
Klavyenin rengi mat olmalı ve ışığı yansıtmamalıdır. Çalışma pozisyonuna göre, tuşlar
üzerindeki semboller kolaylıkla seçilebilmeli, düzgün ve okunaklı olmalıdır. 13
Çalışma masası veya çalışma yüzeyi: Çalışma masası veya çalışma yüzeyi, ekran, klavye,
dokümanlar ve diğer ilgili malzemelerin rahat bir şekilde düzenlenebilmesine olanak
sağlayacak şekilde ve yeterli büyüklükte ve yüzeyi ışığı yansıtmayacak nitelikte olmalıdır.
Çalışanı rahatsız edici göz ve baş hareketleri ihtiyacını en aza indirecek şekilde yerleştirilmiş
ve ayarlanabilir özellikte doküman tutucu kullanılmalıdır. Çalışanın rahat bir pozisyonda
olması için yeterli alan bulunmalıdır.
Çalışma sandalyesi: Sandalye dengeli ve çalışanın rahat bir pozisyonda oturabileceği ve
kolaylıkla hareket edebileceği şekilde olmalıdır. Oturma yerinin yüksekliği
ayarlanabilmelidir. Sırt dayama yeri öne-arkaya ve yukarı-aşağı ayarlanabilir, sırt desteği bele
uygun ve esnek olmalıdır. İstendiğinde operatöre uygun bir ayak dayanağı sağlanmalıdır.
Şekil 2.4. ve Şekil 2.5.’te bilgisayar kullanıcıları için ergonomik durumlar ve ergonomik
sandalye örneği gösterilmektedir.
Şekil 2.4. Bilgisayar Kullanıcıları İçin Ergonomi11 14
Şekil 2.5. Ergonomik Sandalye Örneği
2.2.3 Tekrarlanan işler
Tekrarlanan işler, iş sırasında aynı ya da benzer hareketlerin sık aralıklarla tekrarlanmasını
gerektiren işlerdir. İki saatten daha fazla süre hiç ara vermeden dakikada ikiden daha fazla
kere el ile bir butona dokunmak veya klavye üzerinde gün içerisinde dört saatten fazla ara
vermeden veri girmek tekrarlanan işlere örnek olarak verilebilir.
Sürekli tekrarlayan işlerde, kasların dinlenmesi için yeterli aralar verilmezse kas ve iskelet
sisteminde ağrılar ve rahatsızlıklar kaçınılmazdır.
2.2.4 Uygunsuz Duruşlar
Uygunsuz duruşlar doğal duruşun dışındaki duruşlardır. Doğal duruş iş için en güvenli ve
rahat duruştur. Doğal olmayan duruşlar kas ve eklemlere baskı yaparak vücudun fiziksel
limitlerini zorlar.8
Gün içerisinde iki saatten fazla sürekli eller ile omuz ve baş hizasının üzerinde
çalışmak,
Gün içerisinde iki saatten fazla diz çökerek çalışmak,
Gün içerisinde iki saatten fazla beli bükerek veya eğerek çalışmak;
Leave A Comment